2 Kasım 2022 Çarşamba

YAVAŞ GIDA

 

1989 yılında İtalya’da kurulup bugün itibariyle 150’den fazla ülkede koviviyum’lara (yerel temsilcilik) sahip olan gıda temelli bir taban hareketidir.

Slow Food ağı, küreselleşmeyle birlikte yerel gıda kültürlerinin, geleneklerinin kaybolmasına karşı, mekan-zaman daralmasıyla birlikte hızlı akan 21. yüzyıl hayatlarının ve tükettiği gıdanın nereden geldiğini bilmeyen kitlelere alternatifler gösteren ve geliştiren bir örgütlenmedir.

Bu anlamda yediklerimizin ve gıda konusundaki tercihlerimizin bizi biz yapan şey olduğu iddiasıyla (Ne yersen osun!) gıdanın geldiği yerleri ve gıdanın üretim-tüketim süreçlerinin her aşamasını yeniden ele almayı hedefler.

Slow Food ağı üyeleri gıdanın, yaşamın kültür, siyaset, tarım ve çevre gibi diğer yanlarıyla doğrudan ilişkili ve etkileşimde olduğu fikrinden hareketle gıda tercihlerimizin bu alanlarda değişim yaratabileceğine inanır.

 Bu sebeple Slow Food’a göre gıdanın tarladan sofraya yolculuğunda nasıl ve kimler tarafından üretildiği, nasıl işlendiği, nasıl dağıtıldığı ve nasıl tüketildiği daha büyük toplumsal ve çevresel değişimlere kapı açabilir.

 Merkezi İtalya’nın Bra kentinde olup bugün dünyanın dört bir köşesinde temsilcileri olan Slow Food ağının ilk manifestosu Aralık 1989’da Folco Portinari tarafından Paris’te yayınlanmıştır.

Bu manifestonun orijinalliği ağın oluşumuna ilham vermiştir.

 Keyif hakkı, doğru hızda bilinçli bir yaşam sürebilmenin önemi ve kültürel biyoçeşitliliğin değeri gibi ana eksenler o günlerden beri Slow Food hareketinde yer alanlar için yol gösterici olmuştur.

 1990’ların ikinci yarısında yaşanan Gastronomik Rönesans ile endüstriyel gıdanın seri üretimine karşı agro-gıdanın büyük geleneğine yaslanan bu hareket aynı zamanda tahıl, bitki ve hayvan türlerinin korunmasından geleneksel bilge çiftçi tarımına ve mutfak kültürüne kadar yerel kültürleri de savunmuştur.

Slow Food manifestosuna göre, insanlık kendini hızdan ve onun yönlendirdiği umutsuz yoldan kurtarmak ve bilgeliği yeniden kazanmak durumundadır.

 Evrensel ‘hızlı hayat’ mottosundan kurtulmak için sakin zevklere sarılmayı salık veren bu metin, bu yavaşlığa en uygun yerden, mutfak ve yavaş gıdadan başlamayı önerir.

 

Fast food kültürünün rutinliğine ve endüstriyelliğine inat yerel tür ve yemeklerin zenginliğine ve aromalarına sığınarak (bkz. agroekoloji) hem yaşam tarzlarını hem de doğal/yapılı çevreyi (örneğin Yavaş Şehirler - Cittaslow gibi inisiyatiflerle) kurtarmayı amaçlar.

Bu anlamda Slow Food mevcut baskın gıda sistemine yapılan etraflı bir itirazdır.

Türkiye’de kayıtlı 25 konviviyumu bulunan Slow Food ağının en bilinen üyelerinden olan Fikir Sahibi Damaklar, Lüfer Koruma Timi ve İstanbul Lüfer’e Hasret Kalmasın kampanyalarıyla Slow Food ağının en tanınan yüzlerinden birini oluşturuyor.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YAVAŞ ŞEHİRLER   Cittaslow hareketi 1999 yılında İtalya’nın Toskana bölgesindeki Greve in Chianti’nin eski belediye başkanı Paolo Satu...