2 Kasım 2022 Çarşamba

ORGANİK TARIM VE ÜRETİM

 

Organik tarım, özellikle 1930’lardan sonra başlayan ve 1960’larda iyice yaygınlaşan böcek ve zararlı ot karşıtı yasalların ve sentetik gübrelerin kullanıldığı yoğun (entansif) tarım uygulamalarına tepki olarak ortaya çıkan ve sürdürülebilirlik, toprak verimliliği ve biyolojik çeşitliliğin artırılmasını amaçlayan tarım sistemidir.

 Buna göre istisnalar dışında sentetik böcek ilacı, antibiyotik, sentetik gübre, genetiği değiştirilmiş organizmalar ve büyüme hormonları tarımsal üretim sırasında kullanılamaz.

 Sentetik gübreler yerine kompost, hayvan gübresi veya kemik unu gibi organik kökenli gübrelerin kullanımı özendirilir ve her sene farklı ekinlerin dönüşümlü ekilerek toprağın kalitesinin korunması sağlanır.

Yan yana birbiri ile olumlu etkileşim gösterecek ekinler beraber yetiştirilir.

 Zararlı böcek ve ot kontrolü ise manuel yöntemler ya da böceklerin doğal düşmanı olan yırtıcıların kullanılması ile sağlanır.

 Tarımsal üretim süreci, ürünün yetiştirilmesi, toplanması veya hasat edilmesi, işlenmesi, tasnifi, ambalajlanması, depolanması, taşınması ve tüketiciye ulaştırılması gibi çok fazla aşama içerir.

 Bunun dışında tarımsal ürünler değişik gıda işleme, dağıtım ve perakende sektörlerini kapsayan çok geniş bir tedarik zincirinin parçası olurlar.

  İşlenmiş veya işlenmemiş tarımsal bir ürünün organik sayılabilmesi için üretimden tüketiciye gelene kadar geçen aşamaların hiçbirinde sentetik gübre, koruyucu veya kimyasal madde kullanılmamalıdır.

 Bütün bu süreç bağımsız kuruluşlar tarafından denetlenir ve sertifikasyona tabi tutulur.

Sonunda da tüketiciye ulaştırılan son ürüne “organik” etiketi verilir.

 Sentetik kimyasal ve gübre kullanılmaması sonucunda, hem çiftçiler ve ailelerin tarım ilaçlarına maruz kalmaları engellenir ve daha güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturulur,  hem de tüketicinin sağlığa zararlı kimyasal kalıntı içermeyen  gıdaya ulaşması ve gıda güvenliğinin artması sağlanır.

 Ayrıca doğaya zarar vermeyen üretim yöntemleri ile insanların doğa üzerindeki olumsuz etkileri azaltılır, kimyasal maddelerin tarımsal alanda yaşayan canlılara yönelik zararları kısıtlanır, kısaca tüm ekosisteme olumlu etkide bulunulur.

 Bu sürece sadece gıda üretimi olarak bakmak yanlış olur.

 Örneğin gıda olarak kullanılmayan pamuk gibi ürünler de organik olarak üretilebilir ve üretimin çevre üzerindeki etkileri azaltılabilir.

Benzer bir şekilde hayvancılık sırasında da organik ve doğal yem kullanılarak ve antibiyotik kullanımından kaçınılarak daha kaliteli ve sağlıklı üretim yapılabilir.

 Öte yandan organik tarım ve üretime değişik yönlerden çeşitli eleştiriler getiriliyor.

 Örneğin etiketleme ve sertifikasyon masraflarının tüketiciye ulaşan son ürünün fiyatının artmasına neden olduğu ve yoksul ailelerin sağlıklı gıdaya erişimini güçleştirdiği öne sürülmektedir.

Organik tarım yöntemlerinin, yoğun tarım yöntemleri ile yapılan üretime göre daha düşük verime sahip oldukları da iddia ediliyor.

Bu da organik üretimin etiketleme masrafı dışında da  yüksek maliyetli olmasına yol açıyor.

Bununla birlikte, aynı sürede, aynı miktarda üretim yapabilmek için yoğun tarım uygulamalarına göre daha fazla araziye ihtiyaç duyulduğu için arazi kullanımının arttığı da dile getiriliyor.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YAVAŞ ŞEHİRLER   Cittaslow hareketi 1999 yılında İtalya’nın Toskana bölgesindeki Greve in Chianti’nin eski belediye başkanı Paolo Satu...