NEGAWATT
Negawatt enerji veriamliliğinin artırılması ile
tasarruf edilen enerji miktarını gösteren teorik bir güç birimidir.
Kavram ilk olarak 1989 yılında Rocky Mountain
Enstitüsü’nde çalışan fizikçi ve çevreci Amory Lovins tarafından ortaya
atıldı.
Lovins, Colorado Kamu Hizmetleri raporunda bir yazım
hatasını (enerji miktarını ölçen megawatt yerine yanlışlıkla negawatt
yazılmıştı) fark etti ve bu yazım hatasını verimlilik tedbirleri ile
tasarruf edilen enerjiyi tanımlamak için kullandı.
Lovins’in bu tanımına göre, enerji tasarrufu
yapmak son kullanıcının tüketim seviyesini düşürmek anlamına gelmemeli çünkü
son kullanıcı tüketimini buzdolabını kullanmak, televizyon izlemek,
aydınlatılmış bir odada oturmak ve benzeri hizmetleri alarak yapıyor, doğrudan
enerji tüketerek değil.
Eğer siz aynı hizmeti ve ürünü daha az enerji
ile üretebilirseniz son kullanıcının tüketimi düşmek zorunda olmadan enerji
tasarrufu yapmak ve aslında çok büyük bir ekonomik fayda sağlamak mümkündür.
Lovins’e göre enerji tasarrufu yapmak hem
işletmeler için kârlı bir yatırım, hem de çevre için oldukça faydalı bir
koruma yöntemidir.
Hatta 1990 tarihli “Negawatt Devrimi” başlıklı
makalesinde, enerji tasarrufunun aslında iklim değişikliği ile
mücadelede neden en etkili yöntem olduğunu şu şekilde açıklıyor:
“Rocky Mountain Institute tarafından yapılan bir
araştırma, nükleer enerji için harcanan bir doların, aynı doların enerji
verimliliğine harcanmasına göre ancak kömürlü bir elektrik
santralinden üretilen karbondioksitin yedide birinden daha azını
engelleyeceğini ortaya koydu.
Yani, nükleer enerji için harcanan her bir
dolar, enerji verimliliğine harcanması halinde ortaya çıkmayacak olan altı
birim fazladan karbondioksit salımına neden olmakta.
Rocky Mountain Enstitüsü analistleri küresel
ısınmanın çoğunun, yılda yaklaşık 200 milyar dolarlık bir net kâr ile
gelişmiş enerji tasarrufu teknikleri ile azaltılabileceğine inanıyor”
Bunun yanında, Lovins’e göre enerji tasarrufu
ile elde edilen negawatt’lar, tıpkı diğer megawattlar gibi bir negawatt
piyasasında alınıp satılabilir hale getirilebilir.
Buna göre, her tüketiciye en başta belli
miktarda enerji kullanım hakkı verilebilir, tüketiciler de kullanmadıkları
enerji miktarını başka kullanıcılara satabilirler.
Tasarruf ettikleri enerjiden doğrudan para
kazanacaklarını gören tüketiciler de böylece enerji verimliliği uygulamalarını
kullanmaya teşvik edilmiş olurlar.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2016 yılında
yayınladığı Enerji Verimliliği Piyasası Raporu 2015 yılında enerji
verimliliğine yapılan toplam yatırım miktarının bir önceki yıla göre %6
oranında arttığını söylüyor.
Rapora göre verimlilik yatırımları, 2015 yılında
geleneksel enerji üretimine yapılan toplam yatırımın üçte ikisinden fazla.
IEA, önümüzdeki yıllarda bu pazarın daha da
büyüyeceğini öngörüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder