PERMAKÜLTÜR
Doğal sistemlerin çeşitliliğine istikrarına
ve esnekliğine sahip olan, toprağın ve üzerinde yaşayan insanların gıda,
enerji, barınak ve benzeri ihtiyaçlarının sürdürülebilir ve ahenkli bir
şekilde karşılandığı bir tarımsal ve sosyal tasarım modelidir.
Kavram 1978 yılında Avustralyalı bir
araştırmacı, yazar, bilim adamı, öğretmen ve biyolog olan ve permakültürün
babası olarak tanınan Bill Mollison tarafından Permanent (sürekli) ve
agriculture (tarım) kelimelerinin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuştur.
Bu modele göre tarımsal üretim doğanın
karşısında değil, onunla beraber hareket ederek gerçekleştirilmeli, üretim
sistemleri sadece tek bir ürünün peşinden koşmak yerine birbirleri ile
etkileşen çok sayıda ürünü aynı anda üretebilecek şekilde, doğadan ilham
alınarak tasarlanmalıdır.
Tasarım yapılırken görsellik ve işlevler birbirleri
ile uyum içinde tasarlanır ve unsurlar, aralarındaki ilişkilerin hem insana hem
de doğaya maksimum faydayı yaratacağı şekilde yerleştirilir ve bir sinerji
oluşturulmaya çalışılır.
Böylece insan emeği ve enerji girdisini en aza
indirmek hedeflenir.
Permakültür tasarımları, bu ilişkileri ve unsurları
hesaba katarak zamanla gelişir ve dışarıdan çok az müdahale
gerektiren, az miktarda girdiyle yüksek yoğunlukta yiyecek üreten oldukça
karmaşık sistemler haline gelebilirler.
Bill Mollison’a göre permakültürün üç temel etik
ilkesi şöyledir:
1) Yeryüzüne Özen
Gösterme; bütün
yaşam sistemlerinin, canlı cansız bütün varlıkların devamı ve çoğalması için
gerekli koşulları sağlama.
2) İnsanlara Özen
Gösterme; insanların
gıda, barınak, eğitim, tatmin edici iş ve keyifli insan ilişkilerine sahip
olarak sağlıklı bir şekilde varolmaları için gerekli kaynaklara ulaşmalarını
sağlama.
3) Nüfus ve Tüketime Sınır
Getirme; kendi ihtiyaçlarımızı kontrol altına alarak yukarıdaki
ilkeleri desteklemek için kaynak ayırabiliriz.
Zaman, para veya enerji cinsinden olabilecek bu
kaynakları birinci ve ikinci ilkelerin gerçekleştirilmesinde
kullanabiliriz.
Permakültürün pratik uygulamaları sırasında su
ihtiyacı yağmur suyu hasadıyla, yabancı otlarla mücadele malç
uygulamalarıyla,
gübreleme ve toprak iyileştirme kompost yapımı ve
baklagil ekimiyle gerçekleştirilir.
Böylece toprak sağlığı üst düzeyde tutulur ve
yüksek verimlilik sağlanır.
Bunun yanında birbirini dengeleyen çok çeşitli ürün ve
tür bir arada yetiştirilir ve biyolojik çeşitliliğin yüksek olmasına özen
gösterilir.
Hayvansal ve bitkisel üretim aynı anda
gerçekleştirilir ve hem tek yıllık bitkiler, hem de ağaçlar aynı anda
yetiştirilir.
Yaban hayatının kendi kendine devam etmesi için
dokunulmayan doğal bölgeler bırakılır ve biyolojik çeşitliliğin yüksek
olması sağlanır.
Böylece zararlı böceklerle mücadele etmek için
kimyasal ilaçlar kullanmak zorunda kalınmaz çünkü zararlıların doğal düşmanları
da zararlılarla birlikte bu sistem içinde var olurlar.
Zararlı ot ve böceklerle mücadele için zaman
harcanmaması nedeniyle de işçilik masrafları azalır.
Aslında görüleceği üzere bir permakültür uygulaması
doğadaki karmaşık ilişkiler yumağını mümkün olduğunca fazla taklit etmeye
çalışır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder