2 Kasım 2022 Çarşamba

 JEOTERMAL ENERJİ

 

Jeotermal enerji en temel anlamıyla yerkürenin iç ısısının enerji üretimi için kullanılmasını ifade eder.

 Yerkabuğunun çeşitli derinliklerinde birikmiş olan ısı, sıcak su, buhar ve çeşitli gazlarla yeryüzüne doğru taşınarak jeotermal kaynakları oluşturur.

Bu kaynaklardan elektrik enerjisi üretimi, merkezi ısıtma ve soğutma,sera ısıtmaları, endüstride proses ısısı temini gibi amaçlarla yararlanılıyor.

 Kaplıcalar ve termal turizm tesisleri, gıda kurutma ve kültür balıkçılığı da jeotermal kaynakların kullanım alanları arasında yer alıyor.

 Jeotermal enerjinin kullanımı, sıcak su kaynaklarının yıkanmak için kullanıldığı antik çağlara kadar uzanıyor.

Jeotermal enerji ile bölgesel ısıtma sistemlerinin 14. Yüzyılda Fransa’da kullanıldığı, jeotermal kaynaklardan elektrik üretimi amaçlı ilk santralin ise 20. yüzyılın başında İtalya’da faaliyete geçtiği belirtiliyor.

 Türkiye’nin ilk jeotermal sondaj kuyusu 1960’ların başında açılırken merkezi ısıtma amaçlı sistemler ve jeotermal elektrik üretimi santrallerinin kuruluşu 1980’li yıllara rastlıyor.

 Ülkemizde bölgesel ısınma, sıcak su temini, seraların ısıtılması, endüstriyel süreçler ve elektrik üretimi gibi amaçlarla jeotermal kaynaklardan yararlanılıyor.

Verilere göre jeotermal kaynaklı merkezi ısıtma ile 115 bin konut eşdeğeri ısı enerjisi üretiliyor, 3930 dönüm sera sahasının ısıtması  jeotermal kaynaklardan gerçekleştiriliyor.

3 2015 yılında jeotermal enerjinin elektrik üretimindeki payı %1,3 düzeyindedir.

 Isı üretiminin katkısıyla jeotermal enerji, toplam birincil enerji arzının ise %3,7’sini karşılıyor, hidroelektrikten sonra birincil enerjide en yüksek paya sahip olan yenilenebilir enerji kaynağı olarak göze çarpıyor.

 Jeotermal, yerli kaynaklara dayalı birincil enerji üretiminin ise %15’ini gerçekleştiriyor.

 2008 yılında 29,8 MW olan jeotermal enerjiden elektrik üretimi kurulu gücü 2016 yılının Ağustos ayı itibariyle 712 MW seviyesine ulaşırken, Uluslararası Enerji Ajansı Türkiye’de jeotermal kaynaklardan ısı üretme potansiyelinin önemli bir bölümünün geliştirilmeyi beklediğini ortaya koyuyor.

Enerji Bakanlığı’nın belirlediği hedeflere göre Türkiye’de jeotermal kaynaklardan elektrik üretimi kurulu gücünün 2019 yılında 700, 2023 yılında ise 1000 MW’a ulaşması amaçlanıyor.

  Jeotermal kaynakların elektrik ve ısı üretiminde kullanımının artışı, 10. Kalkınma Planı altındaki politika öncelikleri arasında yer alıyor.

Türkiye, elektrik enerjisi üretimi amaçlı jeotermal kurulu gücü listesinde dünyada ilk 10’da yer alıyor.

 2015 yılında tüm dünyadaki yeni jeotermal kurulu gücünün %50’sinin inşa edildiği Türkiye’nin listede giderek yükseldiğinin altını çizmek gerekiyor.

Jeotermal kaynaklardan elektrik üretimine mevsimsel ya da günlük değişkenlik göstermemesi, baz yük özellikleri taşıması ve hem dağıtık hem de merkezi sistemlerle uyumlu olması nedeniyle önem veriliyor.

Bilimsel araştırmalar, jeotermal kaynakların elektrik üretiminin yaşam döngüsü emisyonları açısından güneş enerjisi ile benzer seviyede olduğunu ortaya koyuyor.

Jeotermal enerji doğalgazın onda biri, kömürün ise yirmide biri oranında seragazı emisyonuna neden oluyor.

 Dolayısıyla iklim değişikliğiyle mücadele hedefleri altında jeotermal enerjiye de önemli bir rol biçiliyor.

Bununla beraber, jeotermal enerjinin, küresel ölçekte enerji sisteminin karbondan arındırılması hedefine ulaşılması için başat bir rol oynaması beklenmiyor.

UEA’nın iklim değişikliği hedeflerine ulaşılmasını öngören ”450 Senaryosu”na göre, elektrik üretiminde jeotermalin payının 1000’de 3’ten 2040 yılında %1,6 düzeyine çıkması gerekiyor.

 Yine de, jeotermal enerji, bu kaynağa sahip ülkeler için çok büyük fırsatlar sunabiliyor.

Toplam jeotermal kurulu gücünde ise ABD’nin ardından ikinci sırada yer alan Filipinler, 2013 yılı verilerine göre elektrik üretiminin %13’ünü jeotermal enerjiden karşılıyor.

 İzlanda ise elektrik ihtiyacının %25’ini, binalarda ısınma ve sıcak su ihtiyacının ise %87’sini jeotermal kaynaklardan elde ediyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YAVAŞ ŞEHİRLER   Cittaslow hareketi 1999 yılında İtalya’nın Toskana bölgesindeki Greve in Chianti’nin eski belediye başkanı Paolo Satu...