JEOTERMAL ENERJİ
Jeotermal enerji en temel anlamıyla yerkürenin iç
ısısının enerji üretimi için kullanılmasını ifade eder.
Yerkabuğunun çeşitli derinliklerinde birikmiş
olan ısı, sıcak su, buhar ve çeşitli gazlarla yeryüzüne doğru taşınarak
jeotermal kaynakları oluşturur.
Bu kaynaklardan elektrik enerjisi üretimi, merkezi
ısıtma ve soğutma,sera ısıtmaları, endüstride proses ısısı temini gibi
amaçlarla yararlanılıyor.
Kaplıcalar ve termal turizm tesisleri, gıda
kurutma ve kültür balıkçılığı da jeotermal kaynakların kullanım alanları
arasında yer alıyor.
Jeotermal enerjinin kullanımı, sıcak su
kaynaklarının yıkanmak için kullanıldığı antik çağlara kadar uzanıyor.
Jeotermal enerji ile bölgesel ısıtma sistemlerinin 14.
Yüzyılda Fransa’da kullanıldığı, jeotermal kaynaklardan elektrik üretimi
amaçlı ilk santralin ise 20. yüzyılın başında İtalya’da faaliyete geçtiği
belirtiliyor.
Türkiye’nin ilk jeotermal sondaj kuyusu
1960’ların başında açılırken merkezi ısıtma amaçlı sistemler ve jeotermal
elektrik üretimi santrallerinin kuruluşu 1980’li yıllara rastlıyor.
Ülkemizde bölgesel ısınma, sıcak su temini,
seraların ısıtılması, endüstriyel süreçler ve elektrik üretimi gibi
amaçlarla jeotermal kaynaklardan yararlanılıyor.
Verilere göre jeotermal kaynaklı merkezi ısıtma ile
115 bin konut eşdeğeri ısı enerjisi üretiliyor, 3930 dönüm sera sahasının
ısıtması jeotermal kaynaklardan gerçekleştiriliyor.
3 2015 yılında jeotermal enerjinin elektrik
üretimindeki payı %1,3 düzeyindedir.
Isı üretiminin katkısıyla jeotermal enerji,
toplam birincil enerji arzının ise %3,7’sini karşılıyor, hidroelektrikten sonra
birincil enerjide en yüksek paya sahip olan yenilenebilir
enerji kaynağı olarak göze çarpıyor.
Jeotermal, yerli kaynaklara dayalı birincil
enerji üretiminin ise %15’ini gerçekleştiriyor.
2008 yılında 29,8 MW olan jeotermal enerjiden
elektrik üretimi kurulu gücü 2016 yılının Ağustos ayı itibariyle 712 MW
seviyesine ulaşırken, Uluslararası Enerji Ajansı Türkiye’de jeotermal
kaynaklardan ısı üretme potansiyelinin önemli bir bölümünün geliştirilmeyi
beklediğini ortaya koyuyor.
Enerji Bakanlığı’nın belirlediği hedeflere göre
Türkiye’de jeotermal kaynaklardan elektrik üretimi kurulu gücünün 2019
yılında 700, 2023 yılında ise 1000 MW’a ulaşması amaçlanıyor.
Jeotermal kaynakların elektrik ve ısı
üretiminde kullanımının artışı, 10. Kalkınma Planı altındaki politika
öncelikleri arasında yer alıyor.
Türkiye, elektrik enerjisi üretimi amaçlı jeotermal
kurulu gücü listesinde dünyada ilk 10’da yer alıyor.
2015 yılında tüm dünyadaki yeni jeotermal kurulu
gücünün %50’sinin inşa edildiği Türkiye’nin listede giderek yükseldiğinin
altını çizmek gerekiyor.
Jeotermal kaynaklardan elektrik üretimine mevsimsel ya
da günlük değişkenlik göstermemesi, baz yük özellikleri taşıması ve
hem dağıtık hem de merkezi sistemlerle uyumlu olması nedeniyle önem veriliyor.
Bilimsel araştırmalar, jeotermal kaynakların elektrik
üretiminin yaşam döngüsü emisyonları açısından güneş enerjisi ile
benzer seviyede olduğunu ortaya koyuyor.
Jeotermal enerji doğalgazın onda biri, kömürün
ise yirmide biri oranında seragazı emisyonuna neden oluyor.
Dolayısıyla iklim değişikliğiyle mücadele
hedefleri altında jeotermal enerjiye de önemli bir rol biçiliyor.
Bununla beraber, jeotermal enerjinin, küresel ölçekte
enerji sisteminin karbondan arındırılması hedefine ulaşılması için başat bir
rol oynaması beklenmiyor.
UEA’nın iklim değişikliği hedeflerine ulaşılmasını
öngören ”450 Senaryosu”na göre, elektrik üretiminde jeotermalin payının
1000’de 3’ten 2040 yılında %1,6 düzeyine çıkması gerekiyor.
Yine de, jeotermal enerji, bu kaynağa sahip
ülkeler için çok büyük fırsatlar sunabiliyor.
Toplam jeotermal kurulu gücünde ise ABD’nin
ardından ikinci sırada yer alan Filipinler, 2013 yılı verilerine
göre elektrik üretiminin %13’ünü jeotermal enerjiden karşılıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder