2 Kasım 2022 Çarşamba

 GÜNEŞ ENERJİSİ

 

Güneş enerjisi güneşin çekirdeğinde yer alan füzyon süreci ile açığa çıkan ışıma enerjisi olarak tanımlanıyor.

Bu enerjinin dünyaya gelen küçük bir bölümü dahi, küresel enerji tüketiminin 2850 katı.

Bilinen neredeyse bütün enerji kaynaklarının temelinde güneş enerjisi yatıyor.

Yeryüzüne ulaşan güneş enerjisi doğal dönüşümlere uğruyor.

Buharlaşma sonucunda gezegende su döngüsünün sağlanması, bitkilerin güneş enerjisini fotosentez yoluyla biyokütleye dönüştürmesi, rüzgarlar, deniz dalgaları ve okyanus akıntıları, bu dönüşümün farklı türleri.

 Fosil yakıtların oluşumunun temelinde de varlığını güneşe borçlu olan bitki ve hayvan kalıntıları yatıyor.

 Güneş enerjisinin sağladığı doğal dönüşümler dışındaki ilk kullanım alanının büyüteçler yardımıyla güneş ışıklarını bir noktaya odaklayarak ateş yakmak olduğu, bunun da M.Ö. 7. yüzyıla dayandığı düşünülüyor.

Güneş enerjisinin modern kullanımı ise 1767 yılında ilk güneş kolektörünün icadı ve 1839 yılında fotovoltaik etkinin keşfine dayanıyor.

19. yüzyılın ikinci yarısından Birinci Dünya Savaşı’na kadar güneş enerjisi teknolojilerinde önemli ilerlemeler sağlandı.

 Fosil yakıt kullanımı ve nakliyesinde yaşanan devrimsel gelişmeler sonucunda 70’lerdeki petrol krizine kadar bir duraklama devrine girmekle birlikte, sonraki dönemde AR-GE yatırımları ve inovasyonların da artışıyla güneş enerjisinin ticari uygulamaları büyük bir hızla yaygınlaştı.

 Günümüzde güneş enerjisi teknolojileri doğrudan enerji dönüşümü sağlayan sistemler (sıcak su üretiminde kullanılan termal sistemler ve fotovoltaik sistemler ile elektrik üretimi) ile dolaylı enerji üretimi sağlayan sistemler (güneş ışığının odaklanarak yoğunlaştırılmasına dayanan ısıtmaya dayalı ısıl teknolojiler) olarak iki sınıfa ayrılıyor.

Güneş enerjisinin en yaygın kullanım alanları olarak su ısıtma ve fotovoltaik elektrik (PV) üretimi öne çıkıyor.

 Bugün, termal güneş uygulamaları (ısıtma ve soğutma) dünyanın hemen her yerinde yaygın olarak kullanılıyor.

Araştırmalar, küresel termal güneş kapasitesinin son 10 yılda üçe katlandığını gösteriyor.

 Kurulu güç açısından Çin, ABD ve Almanya’nın ardından dördüncü sırada yer alan Türkiye, 2015 yılındaki kapasite artışında ise dünya ikincisi oldu.

 Güneş enerjisinden elektrik üretiminde de son yıllarda hızlı ilerlemeler yaşanıyor.

2005 yılında 5 GW olan küresel fotovoltaik güneş kurulu gücü 2015 yılı sonunda 227 GW’a ulaştı.

 Bu değişimin ana tetikleyicisi teknolojik gelişime dayalı verimlilik artışları ve maliyetlerdeki düşüşler. 2008-2015 döneminde fotovoltaik güneş enerjisi maliyetleri ortalama %80 azaldı.

 Önümüzdeki 25 yılda maliyetlerde %60 oranında ek düşüş yaşanması, güneş enerjisinin, rüzgar enerjisiyle beraber, 2020’li yıllardan itibaren pek çok ülkede en düşük maliyetli elektrik üretim teknolojisi olması öngörülüyor.

Analizlere göre önümüzdeki 25 yıl içinde, yeni elektrik enerjisi kurulu gücünün %43’ü güneş enerjisine dayalı olacak.

2040 yılına geldiğimizde ise güneş enerjisinin küresel elektrik üretimindeki payı %1,2’den %14’e yükselecek.

Termal güneş uygulamalarında dünya sıralamasında ilk beş ülke arasında yer alan Türkiye, güneşten elektrik üretiminde ise alt sıralarda yer alıyor.

 Temmuz 2016 itibariyle güneş enerjisinin toplam elektrik enerjisi kurulu gücündeki payı yalnızca binde yedi.

Resmi hedeflere göre şu anda 550 MW olan güneş kurulu gücünün 2023 yılında 5 bin MW’a ulaşması bekleniyor.

2023 hedefimiz, Almanya’nın mevcut kurulu gücünün %13’ü,  İtalya’nın kurulu gücünün ise %27’sine denk geliyor.

 Analizlere göre, güneş enerjisi hedeflerinin dünyada öngörülen büyüme oranlarına paralel artması mümkün.

 WWF-Türkiye ve Bloomberg New Energy Finance’in yaptığı bir çalışma, uygun politikalar sonucunda güneş enerjisinin elektrik üretimindeki payının 2023’te %4, 2030’da ise %8 seviyesine ulaşabileceğini gösteriyor.

 Avrupa Güneş Enerjisi Birliği ise, 2015 yılında Avrupa’da yeni fotovoltaik kurulu gücünün %2,5’ine sahip olan Türkiye’nin önümüzdeki 5 yıl içinde yılda ortalama %100’lük bir büyüme oranı yakalayacağını, 2020 yılında Avrupa’daki yıllık pazar payının %17’sine denk gelecek bir büyüklüğe erişirken toplam kurulu gücün 8700 MW’a ulaşacağını öngörüyor.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YAVAŞ ŞEHİRLER   Cittaslow hareketi 1999 yılında İtalya’nın Toskana bölgesindeki Greve in Chianti’nin eski belediye başkanı Paolo Satu...